AMAN EFENDİM YAMAN EFENDİM GÖZLERİM YOLLARDA KALDI

Herkesle samimi olmak, herkesi sevmek zorunda değiliz. Sevdiğimizi, sevildiğimizi düşündüğümüz insanların davranışlarını gördükçe; en iyisi onlardan uzaklaşmak olduğunu düşünmüyor değil insan.

Özellikle bir arkadaşınızı davet ettiğinizde, o arkadaşınız sizi ziyarete geldiğinde ayağa kalkılır, gelirken ayağa kalkmadınız ise en azından, giderken kalkılır. Yüzüne bakarak selamlaşılır, tokalaşılır.

Sizi ziyarete gelen arkadaşının yanında bilgisayara dönüp çalışmaya devam etmek, cep telefonuna bakıp durmak en hafifinden öküzlük olduğunu söylemezsem rahat edemem. Seni davet edip başını bilgisayardan, cep telefonundan kaldırmayana en hafif tabirle öküz denir.

Türkiye’nin en önemli avukatlarından, değerli bir büyüğüm var. Sirkeci’de tarihi bir binada, ahşap tavan işlemeleri ile döşeli bir avukatlık ofisi var. Zaman zaman çay, kahve içmeye gider, sohbet ederiz. Kendileri benden yirmi yaş büyük olmasına rağmen tevazusundan, nezaketinden utanırım. Sizi kapıda karşılar, farklı bir bitki çayı demleşimtir kesin. Ofisine her gittiğimde “Bakın Cemal Beyciğim, bugün şu bitki çayını demledim, şu şu faydaları var, içmek ister misin?” diye sormadan yapamaz. Farklı ve zarif bir fincan çıkarır, çayı yavaş yavaş koyar, kibarca önünüze koyar. Sohbet başlar, o arada telefon çalmıştır, genelde misafirleri geldiğinde telefonları tamamen kapatır, sessize almaz, tamamen kapatır. Unutmuşsa, “Bizi ziyarete gelen, telefon açandan daha değerlidir.” diyerek unuttuğu telefonları kapatır. İnsan kendi yanında değerli olduğunu hissettirir. Müsmümanca, insanca tavır bu olsa gerek.

Kibarlıktan, zerafetten payını almamış insanlarla oturmak, sohbet etmek (zaman israfı) en azından insanın kendisine hakareti olarak düşünüyorum. Ama efendim, ama yaman efendim o adamın kalbi çok temiz. Kaba saba olabilir ama çok iyi biri. Bize ne! İyiliğini nereden bileceğiz.
Selam verirken, tokalaşırken sağa sola bakan, uzattığı eli sende, adamın gözleri başka yerde olan insanın kalbi iyiymiş nereden bileyim. Konuşurken kaba saba konuşuyor, ama kalbi tertemizmiş, hangi temizlik maddesi ile yıkamış olabilir?
Herşeyi biliyoruz aslında. Davranışlarımızı keyfimize göre karşımızdakine sergiliyoruz açıkçası. Evlenmeyi bilen, paradan anlayan, yemeği içmeyi bilen, tatil için en güzel yerleri seçen, maddi çıkarlarını çok iyi bilen kişi karşısındakine bir güler yüz, bir tebessümü beceremiyor ama kalbi çok temiz. Yahu temiz olduğunu göstermesi gerekiyor.

Herşeyi keyfimize göre ayarlıyoruz. Geçtiğimiz gün bir dostumuz arkadaş grubu ile çok çok büyük kocaman bir adama hatta Türkiye’nin tanıdığı birinin yanına gittiğini söyleyerek; “ Arkadaş grubu ile ofisine girdik, selam sabahtan sonra sıradan biri gelmiş gibi davranıyor. Halbuki biz onun samimi arkadaşlarıyız. Aradan belli bir zaman geçti, zil çaldı. İçeriye yine Türkiye’nin tanıdığı kocaman kocaman biri kocaman zengin kelli felli biri geldi. Yakın arkadaşları olan bize sıradan biri gibi davranan kocaman kocaman adam onu görünce kıçına çivi batmış gibi yerinden bir fırladı, adama bir sarıldı boğacak sandım.” dedi. Bu tavır maalesef çok insanda var. Bu tip insanlarla muhatap bile olmamalıyız.

Herşeyi beceren insanlar, birazcık zerafet ve nezaketten nasibini alması gerekiyor.

En iyisi onlardan uzak kalmak. Aman efendim, yaman efendim nerelerdesiniz diyecektir. Onlara he he deyip geçmeli. Güzel insanların da değerini bilmeliyiz.

Güzel insanlara selam olsun

 

Loading