KÜLTÜR SANAT II

Sanatla yaşam, hayatın tadı tuzu. Sanatsız yaşayan milletler olmuş mudur bilmiyorum varsa da gelecek zamanlara kendilerinden haberdar olunması ve istifade edilmesi adına sanat çalışmaları  bir ayna olacaktı fakat sanat adına ciddi çalışmaları olmayan toplulukların yeryüzünde izlerini bulmak mümkün olamayacaktır. Abartıyorum diye düşünebilirsiniz ama büyük devletlerin kendi zamanlarındaki sanat yapıtlarına bakınız öte yandan tarihte ancak adları kalmış devletlere. Sanat adına neler yapmışlar.

Toplum olarak bizi biz yapan bizi ifade eden sanat yapıtlarımızdır. Sanat yapıtları objektiftir, açıktır, dili ortaktır. Son yıllarda NLP[1] uzmanlarının ilgilendikleri vücut dili gibidir. Başka dillere tercüme edilmesine gerek yoktur sanat yapıtının.

Edebiyat, matematik gibi ilimleri kavrayabilmek için bu ilimlerin kültürüne sahip olmak gerekir.[2] Sanat yapıtında bu söz konusu değildir. Dugusal bir müziği anlamasak da etkisinde kalırız. Bir şiirin, resmin bize seslenişine kulak verebiliriz.

Sanatla tatmin edilmeyen  insan, elbette arayış ve sıkıntı içinde olacaktır. Ruhun istediği güzellikler, yüce melodiler duyması ancak sanatla mümkündür.[3] Sanat derken iyi bir sanattan bahsediyorum İyi bir sanat, bizim başımızı döndürür, aklımızı başımızdan alır[4], biz kendimizle kalmayız bir mıknatıs gibi başkalarını da çeker alırız yanımıza, sanatın etkisi bireyden topluma kadar böylece uzanır ve tüm toplumu etkiler. İzlediğimiz bir sinema, dinlediğimiz bir müzik, baktığımız bir resim, bizde duygularımızı harekete geçirmiyorsa sıradanlıktan öteye gitmez.

Aristoteles “…sanat insanları ahlâken etkiler[5]”derken, sanatın sadece bizim duygularımızı harekete geçirmekle kalmadığını anlıyoruz. İyi bir sanat eseri herkese hitap eder, herkes tarafından sevilir, insanlar kendinden bir şeyler bulur. Önemli sanat eserlerinin gücü, insanların anlamasından ve onları etkilemesinden geçer. Bir sanat yapıtı insanları etkilemiyorsa, sanatın insanlar tarafından algılanmamış olmasından değil, o yapıtın “kötü sanat” oluşundan yada sanatla ilgisinin olmayışındandır.

…Bugün üç sergi birden gezdim…. Olanca iyi niyetimle, objektif olarak ve resimlere büyük bir dikkatle baktım. Üç resimden de hiç bir şey anlamadım. Sonuçta tepem attı. Resimlerdeki insan kafası ne yana dönük, kol nerede anlamak mümkün değildi…Resimlere boyalar püskürtülmüştü sanki… Resimden istediğin kadar uzaklaş yada resme yakın plandan bak, nasıl bakarsan bak, resme hakim bir ton yakalayamıyordum… Olacak gibi değildi. Zihnimizin kavrayışı dışındaydı.[6]1894 yılındaki bir sanat galerisindeki resimlerdi bunlar.

Sanat felsefesinden ileriki zamanlarda ara sıra dönmek üzere biraz uzaklaşarak günümüze gelmek, günümüzde yapılan sanatla ilgili yapıtlar bizi ve topluma fayda noktasında ne veriyor. Bizler bugünkü sanat yapıtlarını içselleştirebiliyor muyuz? Günümüzde icra edilen bir müzik, bir resim, şiirler, sinema eserleri toplumun önünde mi, topluma ışık tutabiliyor mu acaba, toplum kendinden birşeyler buluyor mu?

Bugün sanat yapıtlarından başka her şeye benzeyen o kadar karalamalar var ki, insanlar çekindikleri için, çağdaşlıktan pay alma adına sesleri çıkmıyor, belki de anlamadığı müzik resitallerine, resim galerilerine nasıl ve ne olduğu belli olmayan sanattan başka her türlü kabalığı görebildiğimiz sinemaya gidiyor. Popüler kültürün rüzgarına kapılmaktan öteye gitmiyoruz düşüncesindeyim.

 

[1] Oğuz Saygın, Negatif Limanlardan Pozitif Sulara Hayat yay. İstanbul, s:45

[2] William H. Mc Neill, Dünya Tarihi, çev. Alâeddin Şenel, 8. Basım, İmge yayınları İstanbul, s: 267

[3] Schopenhauer, Aşkın Metafiziği, çev:Salahattin Hilâv, Süreç yay.  s:79-84

[4] Montaigne, Denemeler, çev B:Sebahattin Eyüpoğlu, Cem yay. İstanbul, 1898 s:310

[5] 5-L.N. Tokstoy, Sanat Nedir, çev: Mazlum Beyhan, Hasan Ali Yücel Kalasikleri, T.İş Bnk Yay. İstanbul s:64

[6] a.g.e. s:104-106

 

Loading

Leave a Reply