FLAMENKO II

Flamenko bize bu kadar yakın mıydı, kutsal değerlerimizi içine alacak kadar? Dostumun söylediği gibi bize sesleniyordu da hiç duymamıştık toplum olarak. Sadece ben mi ilgisizim diyebilirsiniz ama yalnız değilsiniz, ilgisizlik bireysel boyutta olduğu gibi, toplum boyutunda, hatta idari otorite seviyesinde de olabiliyor.

Bundan 516 yıl önce de duymamıştık Endülüs’ü. O yıllarda çok beklediler, çok feryat ettiler, çok yardım beklediler ama seslerini duyuramadılar, bugün müziğin çığlıklarını duyuramayanlar. Hristiyan bir dünyanın baskı ve zulmü ile karşı karşıya geldiklerinde hiçbir el uzatılmamıştı. Sanıyorum o gün yardım elini uzatamadığımız otoritenin torunları olarak mahcubiyetin ifadesi midir acaba flamenkoya ilgisiz kalışımız diye düşünmeden yapamıyorum.

Avukat dostumun tarih kokan bürosundan, flamenko mu bizden, biz mi flamenkoya yakınız diye şaşkın şaşkın düşünceler içinde ayrılırken, müzikologların bu müziğin felsefesinin araştırılmış olacağı düsüncesi ile rahatlamıştım, fakat ülkemizdeki kaynakların dans boyutu ile ilgilenmekten öteye geçmediği bilgisi üzüntüye sebep oldu.

Aslında flamenkoda, Endülüs’te Elhamra Sarayına yerleşen Kraliçe İzabel ve Kral Ferdinand’ın sevinçlerine karşın, Gırnata’nın tesliminde Melik Ebu Abdullah’ın annesi Aişe Hatunun “Ağla ağla… Çünkü vatanını ve saltanatını yiğitçe koruyamadın. Simdi sana kadınlar gibi ağlamak yaraşır.” serzenişinin yanında, Ebu Abdullah’ın gözyaşlarını görüyoruz. Müslümanların 800 yıldır kurdukları medeniyeti hüzünle terk edişlerinin tarif edilmez acısını görüyoruz. Aynı şekilde Yahudilerin kovuluşunu, Çingene halkın maruz kaldığı baskı ve zulümleri görüyoruz.

Kral Ferdinand ve Kraliçe İzabel sözlerinde durmamışlardır, imza attıkları elli altı sayfalık sulh anlaşmasını unutmuş, Hristiyanlığa girmeyen Müslümanları zincire vurup, zindanlarda mahkum olanların seslerini duyuyoruz.

Piskopos Francisco Ximenex’in halkın İslamla bağlarını kesmek adına şehir meydanında yüz bin cilt el yazması eserlerin yakıcı sıcaklığını hissediyoruz flamenkoda.

İnancları icin yargılanan Müslüman ve Yahudilerin engizisyon ipi ile Hristiyanlık arasında gösterilen kültürel ve dinsel homojenlik zorlamasını duyuyoruz. Simdi anlıyoruz flamenko muziğinin ciğer yakan çığlığını, sert vuruşlarını, seslerinin çıktığı kadar bağırışlarını. Bunlar dans ve müzikten öte bir sey.

Kültürler arasında süzülerek gelen Flamenko müziğinde görüldüğü üzere zulüm ve baskının ortak sesini duyuyoruz.

Günümüzde icra edilen bahsi konu olan müziğin, o kadar aslından habersiz ve  uzak ki…Barlarda coşkunluk ve taşkınlık ifadesi olarak söylenen “Ole!Ole!Ole!” Kur’an dinleyicilerinin coşku ile Allah Allah diye taşkınlığı aynı sey olduğu bilincini kaç kişi taşıyor acaba?

Öykü ve Berk kardeşlerin dediği gibi flamenko bizim kültürel morenlerimizdendir. Dünyada ilk sıralarda yer alan flamenko sanatçısı Juan Martin’de grup üyelerinden Antonio’nun, İstanbul’da otel lobisinde oturduğu sırada okunan ezanın ne olduğunu sorduğunda ne kadar çok flamenkoya benzediğini anlatır. Jason Webster, İspanya’da Flamenko müziğini söyleyen sanatcıyı dinlediğinde sanki ezan okurmuşçasına ahenkle sesinin yükseldiğini kaydeder ve şaşkınlığını dile getirir. Bunlara benzer birçok örneklerde de göreceğiz ki kültürel etkileşim sonucu ayrılmaz bir bütünlük oluşturmuşuzdur. Bu müziğin kökeninde bulunan Endülüs, batının en uç noktasında kurulan büyük bir medeniyet oluşturmuş, batıda rönesansa öncülük yapmış bir devlet. Büyük devletlerin yıkılışı, ardında büyük acılar bırakır, Endülüs gibi.

Flamenko bu acının ifadesidir.

Aslında yeni flamenko müzikleri bekliyor dünyayı, değişen fazla bir şey yok, O gün Endulüs’ü duymadığımız gibi bugün de, Irak, Bosna, Filistin’deki feryatları duymuyoruz, görmüyoruz, kulaklarımızı tıkadık adeta.

İşte flamenko!

Hoşçakalın…

 

Kaynaklar:

1-Canculer, Melis, Flamenko Sanatcısı, www.melisflamenco.com/tr

2-Imamuddın, S.M, Endulus Siyasi Tarihi, cev. Yusuf Yazar, Ankara, 1990

3-Ozdemir, Mehmet, Endulus Muslumanları I (Siyasi Tarih), Ankara, 1994

4-Sukurov, Qiyas, Beni Ahmer Devleti (Doktora Tezi-T.C.M.S.G.S.Unv.Sos.Bil.Enst.Tarih Ana Bilim Dalı Ortacağ Tarihi Programı), İstanbul, 2008

5-Webster, Jason, Flamenko’nun İzinde Duende, cev.Emel Soylu, Đstanbul, 2004

6-William Washabaugh, Flamenko, Tutku, Politika ve Populer Kultur, cev. Haluk Orhon, İstanbul, 2006

7-Yeprem, M. Safa, Flamenko Sanatı ve Gitar, İstanbul, 2003

8- Ziyaeddin, Abdulhamit (Ziya Pasa), Endulus Tarihi, cev.Yasemin Oduk, Kazım Masumi, Fatma Sahin, İstanbul, 2007

Gazete ve Dergi

9-Aksiyon Dergisi, Sayı:167, 14.02.1988

10-Hurriyet Gazetesi, Roportaj, Sema DENKER, 02.02.2008

11-Yeni Safak Gazetesi, Ocak 2002

Loading

Leave a Reply