FLAMENKO I
İSPANYA’DAN GELEN ÇIĞLIK “FLAMENKO”
Bu çığlığı duyuyor musunuz yada hiç duydunuz mu?
Tak tak taka tak tak. Tak taka tak. Tak taka taka tak.
Bu sesler flamenkonun ayak sesleri. Bu sert yere vuruşlar neyin isyanı, neden bu hırçınlık. Barların, gece kulüplerinin vazgeçilmezi olarak bilinen dans mı, feryat mı?
711 yılında İslam ordularının dünyaya adaleti getirme düşüncesi ile Tarık Bin Ziyad’ın sahilde bulunan kendi gemilerini yakarak askerlerine “Eğer sabır ve sebat ederseniz muzaffer olarak Endülüs’ü fethedersiniz. Yoksa, düşman hepimizi denize döker!” diyerek tarihte essiz bir komutanlık örneği sergileyerek fethettiği Endülüs’ü, tarihten 800 yıl sonra çok hüzünlü bir ayrılışla Endülüs’e vedanın bıraktığı gözyaşının, bir direnisin sesi, bir zulmün habercisi olamaz mı?
Hatırlar mısınız çocuklar çok bunaldıklarına, ellerinden bir şey gelmediğinde, köşeye sıkıştığında flamenko dansı yapar gibi ayaklarını yere sertçe vurmazlar mı, kendilerini sert bir vuruş ve bağırışla yerlere atmazlar mı? Etrafımızda çok şahit olmuşuzdur bu manzaralara. Flamenko dansı da aynen bunun gibi.
Flamenko dinlerken yüzyıllar öncesinden gelen sedayı duyan var mı? Bize yabancı olarak gorulebilir fakat bizim kültürümüze ait bir müzik turu olabileceğini söylersek şaşırmayınız.
Flamenko müziğinin ortaya çıkışının yanında, Flamenko terimi hakkında da birçok tez öne sürülmüştür. İspanya Yahudilerince kullanılmaya başlandığı diğer bir görüşe göre bu terim “fellah minkum” senin grubundan çiftçi anlamında kullanıldığını, aslında Flamenkoloji uzmanlarınca bu kelimenin ortaya cıkısı konusunda mutabakata varamadıklarını ifade eder, akademisyen M. Safa Yeprem. Fakat neyi ifade ederse etsin, bu müziğin ayrı bir durusu, bir seslenisi var.
Farkında değildik bize seslenişinin. Yukarıda da belirttiğimiz gibi genelde bu müziği gece kulüplerinin eğlence müziği olarak biliriz. William Washabaugh’ Flamenko müziğini dinlediği anda farkı anladığını ve kendisini sarstığını ifade eder. Milwaukee’de bir gece gec vakitte sahnede sarkı söyleyen biri ile karşılaşır. Dinlediğinin şarkı değil adeta canından bir seyler alınırcasına, koparırcasına bir sesle karşılaşır, o anda kendisi orada sanki mıhlandığını ifade eder, bu izlenim kendisinin Flamenko müziğine ilgisinin başlangıcı olur.
Bir dostum, ağabeyim Avukat M.Emin Bey, İspanya’ya hukuki bir dava için gittiğinde Flamenko müziği dinlemesi için davet edildiğini ve izlenimlerini Cağaloğlu yokuşunda, tarih kokan ahşap bürosundaki sohbetinde kendimi kaybetmişken; Flamenko sesi ile uyandım. Evet dikkat et, Flamenko bizden bir müzik dedi.
Endülüs’te izlediği müziğin bizden bir şeyler olduğunu, biraz dikkatli dinlediğin de ızdırabın, haykırısın sesini duymakta olduğunu ve arka fonda ezan nağmelerinin eşlik ettiğini söylediğinde çok şaşırmıştık.
Leave a Reply