BOSTAN

Bir serinlik geldi
Rüzgar esti dere hırçın akıyordu
Değirmenin taşları dönüyordu
Un öğütülüyor
Tıngır mıngır

Yağmur yağar şemsiyeye gerek olmaz
Koca koca ağaçların altında yaprakla kaplı patika yollarımız vardı.
Toprak kokar, damla damla yapraktan akan yağmur damlaları ıslatır saçlarını
Değirmen durmadan çalışır
Mısır öğütür taşlar
Su akar oluktan
Mısır kokar buram buram
Un kokar değirmen taşları

Bunlar şimdi hayal
Eskiden çok eskidendi
Doğal beslenirdik
Unumuzu değirmende öğütür
Elerdik.
Domatesi, salatalığı bostandan toplardık
Cennet gibi memleketimiz
Toprak kokardı domates, salatalık
Şimdi çadırlarda sırıklarda yetişiyor
İnsanı özünden değiştiriyor

Doğal beslenirdik
Doğal yaşadık
Tor lastik giymişliğimiz vardır
Çarşıdan mantar tabanca istemişliğimiz vardı dedemden
Mantar tabancası hiç gelmezdi
Bir gün ansızın mantar tabancam geldi
Bayram gelmeden bayram olmuştu o gün.
Şimdi bir oda oyuncak var çocukların
Mutlu olmuyor, neden bilmem.
Belki topraktan domates yemedi, toprak nedir bilmedi.

Milleti kandırdılar
Aldandık aldatıldık, modern yaşayacaktık
Mısır ekmeği fakir işi
Beyaz ekmek yemeli dediler.
Tereyağı zararlı, margarine geçin dediler

Aldandık, aldatıldık
Modern yaşayacaktık
Aparmanda yaşam
Modernliktir paşam dediler
Üst üste binmiş dört duvar
Topraksız sırıkta yetişen domates, biber yedik
Yazın da ayva yedik
Topraktı bizi biz yapan
İnsanca yaşardık

Topraktan uzaklaştık
Ne insanlığımız kaldı doğallığımız.
Ne öğütülmüş mısırımız ne değirmen
İnsanca yaşadık hiçbir şeye değişmem.

Değirmen taşları dönüyor tıngır mıngır
Mısır yok, un yok
Modern yaşıyoruz
Ekmeği marketten alıyoruz

Loading