NASIL BİLİRDİNİZ BAĞIŞINIZI NEREYE VERİRSİNİZ?
Yakın bir arkadaşımın annesinin vefatı dolayısı ile 31.5.2022 Salı günü Zincirlikuyu Mezarlığında bulunan Zincirlikuyu Camii’ne Öğle Namazı vaktinde bir grup arkadaşla gittik.
Camiye vardık, alan çok kalabalık. Kıble tarafında beş adet musalla taşı var. Bir bir tabutlar gelerek musalla taşına konuyordu. Cami bahçesi sanki panayır alanı gibiydi. Cenazeye değil de kokteyle gelmiş gibiydiler. Maalesef cami adabına uymayan kıyafetlerle cenazeye ve cami bahçesine gelinmişti.
Tarz her zaman özgürlüğün simgesinin yansıması olmamalı. İnsan olarak kutsal değerlere saygı göstermeliyiz. O tabutun içinde hep başkası olacak değil, bir gün kendini içinde buluverirsin. Manzara biraz hüzün vericiydi ancak yüzler gülüyor, kokteyle gelinmiş gibiydi.
Cami duvarları bağış çelenkleri ile doluydu. Bağış çelenklerinin olmasında elbette sakınca yok ancak yanlış giden şeyler var. Milletin acısının olduğu yerde saygı gösterilmemesi ve ellerinde pos makinası ile gezenlerin olması şirazeyi kaçırdıklarının sonucudur.
Biz kimiz ve kendimizi ne sanıyoruz? Musallada 5 tabut var, içinde yılların yaşanmışlıkları, hüzünleri, mutlulukları var. Dışarıda çoluk çocukları, malı mülkü, serveti var. Süslü süslü eğlenceye gelir gibi şen şakrak içindeler.
Çok ciddi bir değişim var. Toplumlar zamanın belirli dönemlerinde tavır, davranış ve etik anlayışları dumura uğrar mı acaba, akıp giden tarih sahnesinde bu ve buna benzer umursamazlık, aymazlık yaşandı mı bilmiyorum, bu sosyolojinin alanı.
Arkadaşımız annesinin tabutunun başında içi yanarak göz yaşları ile dururken kalabalıktan bir kişi; O’nun bu acısını hissetmeden cep telefonunu çıkarıp manzarayı çekiverdi.
Yazık çok yazık.
Değişik bir dönemden geçiyoruz.
Daha bitmedi…
Bir ses duydum;”Beyefendi temassız var mı?” Baktım elinde Pos cihazı ile cenaze yakınlarının arasında gezen bir görevli. Temassız yok, nakit olur mu?
Kalabalığın gerisinde değişik vakıfların çalışanları mitinge gelmiş gibi ellerindeki “Bağışınızı Çağdaş bilmem ne vakfı, Çok Çok İlerici Çağdaş Vakfına, vs…. bağışlayabilirsiniz.” pankartlarını ara ara havaya kaldırmaları insanların acısına da saygının yitirildiği bir dönemden geçtiğimizi gösteriyor.
Yazık çok yazık.
Tüm geçmişlerimize Allah’tan rahmet dilerim. Kutsal mekanların içine kadar bu tür yaklaşımlara asla müsade edilmemeli.
Herkes haddini bilecek.
Müslümanız, herkese şirin görünelim diye bazı değerlerimizi ayaklar altına alamayız. Kim olursa olsun, kutsal mabetlere girişin bir edebi, adabı vardır ve herkes buna uymak zorundadır.
Nasıl bilirdiniz?